Sosyal Medya Hukuki Danışmanlık

İnternetin kullanım yaygınlığına penetrasyon ismi verilmektedir. Her eve internetin girmesi ile penetrasyon da artmaktadır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun kabul ettiği We Are Social, Social Bakers ve Statista gibi internet kullanımı istatistikçilerinin verilerine göre Türkiye’de nüfusun % 74’ü yani 62 Milyon kişi internet, % 64’ü yani 54 Milyon kişi sosyal medya kullanıyor. Bu rakamlar dünya genelinde de en az bu düzeyde yüksektir. 

İnternet kullanımı ile sosyal medya kullanımının artışına bağlı olarak kullanıcıların sosyal medya hesaplarına ilişkin uyuşmazlıklar da artış göstermektedir. Bu uyuşmazlıkların başında, internet ortamı üzerinden gerçekleştirilen telif hakkı ihlalleri, içeriklerin kopyalanması yahut çalınması, internet ortamı üzerinden işlenen hakaret, siber saldırı, veri hırsızlığı, dolandırıcılık gibi suçlar ile özellikle sosyal medya üzerinden elde edilen gelirlere bağlı olarak ortaya çıkan Influencer sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklardır.

Sosyal Medya Hukuki Danışmanlık

Medya, her türlü sözlü, yazılı, basılı ve görsel metinler ve görüntüler dahil olmak üzere çeşitli iletişim araçlarını kapsayan bir kavramdır. Buna gazeteler, dergiler, kitaplar ve broşürler gibi basılı materyaller dahildir. Bu, yalnızca televizyon ve filmler gibi görsel-işitsel medyayı değil, aynı zamanda radyo gibi görsel-işitsel medyayı da içerir. Günümüzde internet bu iletişim araçlarına katılmış ve onların yerini almaya başlamıştır. Ayrıca sosyal medya, sosyal ağlar ve sözlükler de dahil olmak üzere geniş ve açık bir iletişim alanına dönüşmüştür.

Sosyal medya, tek yönlü, çift yönlü ve eş zamanlı bilgi paylaşımına olanak sağlayan bir medya sistemidir. Diğer bir deyişle; sosyal ağlar, bloglar, wiki'ler, podcast'ler, forumlar ve içerik toplulukları, sanal oyun ortamları, mikroblog vb. çeşitli ortam ve türlerdeki sosyal medya, kullanıcıların kendileri hakkında kişisel haberler yayınlamasına olanak tanıyan, arkadaş bulabilir ve onlarla sosyalleşebilirsin. Fotoğraf çekmenizi, video paylaşmanızı ve çeşitli etkinlikler düzenlemenizi sağlayan web siteleri için genel bir terim.

Hukuki bir konu olarak sosyal medya, çok çeşitli sosyal ve bireysel hukuki meselelere değinen bir alana evrilmiş ve bu anlamda internet medyasının hızlı gelişimi yeni meseleleri bile gündeme getirmiştir. Hepimizin bildiği gibi günümüz interneti bir iletişim aracı olmanın ötesinde sosyal bir alandır. Vatandaş olan bireyler sosyal medyanın (hem tüketiciler hem de üreticiler) üyesi olmakta ve sağladığı bu iletişim ve etkileşim ortamında söz sahibi olmaktadır. Kişilerin sosyal medya paylaşım ve faaliyetlerinden hukuki ve cezai olarak kendileri sorumludur.

İnternet kullanımının yaygınlaşması penetrasyon olarak bilinir. İnternet her eve nüfuz ettikçe daha yaygın hale geliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından onaylanan We Are Social, Social Bakers ve Statista gibi internet kullanım istatistikçilerine göre, nüfusun %74'ü, yani 62 milyon kişi internet kullanıyor. H. 54 milyon kişi sosyal medya kullanıyor. Bu rakamlar en azından küresel olarak yüksek.

İnternet ve sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte kullanıcıların sosyal medya hesapları üzerindeki anlaşmazlıklar da artmaktadır. Bu ihtilafların temelinde telif hakkı ihlali, içerik kopyalama veya intihal, iftira, siber saldırılar, veri hırsızlığı, internet dolandırıcılığı, influencer sözleşmeleri ve özellikle sosyal medya gelirlerine ilişkin ihtilaflar gibi suçlar yer almaktadır.

Bazı Hizmetlerimiz;

*İnternet ortamında paylaşılan, fotoğraf, medya, ses, video, görüntü ve benzeri içerik paylaşımlarının Telif Hukukuna aykırı biçimde kullanılması nedeniyle içeriğin kaldırılması, kullanımın engellenmesi, erişimin engellenmesi gibi başvurularda Avukatlık hizmetleri.

*Youtube içeriklerinin Telif Hukuku kapsamında korunması.

*İnstagram içeriklerinin Telif Hukuku kapsamında korunması.

*Alan adının korunması kapsamında Avukatlık hizmetleri.

*Influencer sözleşmelerinin hazırlanması ve sözleşmelere aykırılık nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıklarda Avukatlık hizmetleri.

*Sosyal medya mecralarında gerçekleştirilen hakaret suçlarına ilişkin Avukatlık hizmetleri.

*İnternet ortamında gerçekleştirilen veri hırsızlığı, dolandırıcılık, siber saldırı ve diğer suçlar nedeniyle Avukatlık hizmetleri.

SOSYAL MEDYADA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Fikirleri yaymanın bir yolu olarak sosyal medya, ifade özgürlüğü ile el ele gider. Buna en geniş anlamda anayasal demokrasinin temel taşlarından biri olan düşünce özgürlüğü de eklenir. Barışçıl konuşma özgürlüğü veya dış dünyada düşüncelerin, inançların, görüşlerin, tutumların veya duyguların ifade özgürlüğü anlamına gelir. İfade özgürlüğü, sözlü ve yazılı ifade özgürlüğünü, sanatsal performansı, kişisel görünüm ve görüntü tercihlerini, gösterileri, yürüyüşleri, toplantıları ve örgütlenmeleri içerir. İfade özgürlüğü, insanların fikir veya inançları tarafından yargılanmadan fikirlerini ifade etmekte, düşüncelerini ifade etmekte ve düşüncelerini ifade etmekte özgür olmaları anlamına gelir. Sosyal medyada ifade özgürlüğü ise toplumun demokratik dokusunun özü olan çok seslilik kuralının bir gereğidir. Aksi takdirde, çok zayıf bir demokratik kültüre, özgür haber dağıtımına sahip olmayan, zayıf ifade özgürlüğüne ve monotonluğa sahip bir toplum yaratırız. Katılımcılığa ve çoğulculuğa dayalı demokratik bir sistemin ilkeleri ön plana çıkarken, sosyal medya ve internet gibi kitle iletişim araçlarının bir araç olarak kabul edilmesi gibi, bilgi toplama yoluyla insanların topluma katılımı yoluyla ifade özgürlüğü teşvik edilmektedir. bir sağ Sorumluluğu ifade özgürlüğünün yaygınlaşmasını sağlamaktır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10(1) Maddesi kapsamındaki ifade özgürlüğü ile ilgili olarak şunları belirtmektedir: Bu hak, ifade özgürlüğünü ve ulusal sınırlara bakılmaksızın kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın bilgi ve fikir alma ve iletme özgürlüğünü içerir. Bu madde, devletin radyo, televizyon ve film şirketlerine lisans sistemi uygulamasını engellemez. Bireysel görüş özgürlüğü ve devlet müdahalesi olmaksızın birbirleriyle bilgi ve fikir alışverişi bu nedenle temel haklar olarak tanımlanmaktadır.

Bu maddenin 2. fıkrasında, hangi hallerde bu özgürlüğün sınırlanabileceği de belirtilmiştir: “İfade özgürlüğü kısaca özetlemek gerekirse; ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu güveliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, ahlakın korunması, başkalarının şöhret veya haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi, yargı erkinin otorite ve tarafsızlığının güvence altına alınması amaçlarından herhangi biri ile sınırlanabilecektir.”

1982 Anayasası’na göre ise ifade özgürlüğü; “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti” başlığı altında 26. maddede şöyle düzenlenmiştir: “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Bu hürriyetlerin korunması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ile Devletin ülkesi ve halkıyla bölünmez bütünlüğünün kullanılması, suçun önlenmesi, suçluların cezalandırılması, suç usulüne uygun olarak devlet sırrı olarak belirlenmiş diğer kişilerin bilgilerini, itibarlarını veya özel ve aile hayatlarını ifşa etme hakkı veya mesleki sırların korunması veya yasal yükümlülüklerin ifası ile ilgili olarak kanunda öngörülen amaçlarla gerekirse. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) tarafından tanınan ifade özgürlüğüne sahip kişiler, bu özgürlüğü kullanırken, bu ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran veya kısıtlayan eylemlerde bulunmamalıdır. Nitekim hak ve özgürlükler istismar edildiğinde kısıtlanabilmekte ve başkalarının hakları kaybedilebilmektedir.

Sonuç olarak; ifade özgürlüğü herhangi bir özgürlük kadar dizginsiz bir özgürlük değildir ve sosyal medya merkezi olmayan bir ortam değildir. Anayasalarda ve uluslararası sözleşmelerde ifade özgürlüğünün ne ölçüde kısıtlandığı ayrıntılı olarak belirtilmemiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Uzlaşma İçtihatlarına göre, bu kısıtlamalar "yasa tarafından zorunlu kılınmış, meşru bir amaç gütmüş ve demokratik bir toplum için gerekli" olarak kabul edilmektedir. Ancak, sınırlar aşıldığında ifade özgürlüğüne hangi yasal yaptırımların uygulanması gerektiği konusunda uluslararası bir fikir birliği yoktur. Ne de olsa sosyal medya ve internet kimsenin planlamadığı şekilde gelişti ve pek çok alanda kolayca çözülemeyecek sorunlar yarattı.